|
|
Atatürk Olmasaydı
Bu okullar, bu yollar,Akan sular pınarlar,
Büyür müydü ağaçlar, Atatürk olmasaydı.
Gökte uçan uçaklar,Ana evlat kucaklar,
Oynar mıydı çocuklar, Atatürk olmasaydı.
Ne camide kuranlar, Minarede ezanlar,
Kılınmazdı namazlar, Atatürk olmasaydı.
Santraller barajlar, Otopark ve garajlar,
Akar mıydı pınarlar, Atatürk olmasaydı.
Jetler uçar havada, Yemek pişer tavada,
Olur muydu şu doğa, Atatürk olmasaydı.
Rüzgar eser sessizce, Nişancımız keskince,
Yaşar mıydı özgürce, Atatürk olmasaydı.
El ele verelim biz, Yorulmasın asla diz,
Yaşar mıydık bağımsız,Atatürk olmasaydı.
Bitti artık acılar,Anne baba amcalar,
Tüter miydi bacalar, Atatürk olmasaydı.
Sıcak sıcak kestane, Lokanta ve pastane,
Olur muydu hastane, Atatürk olmasaydı .
Çalış çabala devin, Şu günlere çok sevin,
Olur muydu bir evin, Atatürk olmasaydı. |
Gün Atölyesi
Uzak gibi gözükse de Batı her ne kadar
Hiçbir Doğu uzak değil Elif’ten
Dal uzunsu bilgileri sıvadım öğleyin
Kül gibi dağıldı akşama güneş, göğsünden
Çıkartıp el fenerlerini ışığını sağdım hepsinin
Tadını çıkarttım gündüzün sandık dibinden
Ben hep denizleri kıskandım Elif’ten
Anımsarım, demiştim bir gün gül öbeklerini
Koklamayı severim ben bir çocuk elinden
Eleştirdikçe bitmiyor o uzun saçları ki
Bitmiyor bir de bacakları çıkarınca geceyi
Dün bir dekor yaptık yaşama Elif’ten
O zamanlar kuru bir bahardı üzerinde
ben onu sevdiğim kadar şiirime güvendim
Öylece yayılmıştı diğerleri güneşe ah ne keyif
Aldım bütün ayaklarımı ona gittim
Türkçenin kuşlarıyla göğüne düştüm Elif...
|
Yaprak Dökümü
Bir şeyler kemiriyor, içten içe kökümü,
Dinlemiyor hiç kimse, yarım kalan öykümü.
Bin yıllık çınarım ben, halka halka tarihim,
Sessizce ölüyorum, bu son yaprak dökümü.
|
|
|
|
|
|